türkiye’de kumar yargı yetkisi belgesi formu c++ 5

Kompulsif Kumar Bozukluğu Nedir? Kumar Bağımlılığı Nasıl Tedavi Edilir?

Kumarın erken erişilebilirliği ve kabul edilebilirliği, bu gençlerin gelişiminde önemli faktörler olabilir. Büyüdüklerinde kumarı “normal” eğlenceli bir aile etkinliği olarak kabul edebilirler ve sorunlu kumarbazlara dönüşme ihtimalleri diğerlerine göre daha yüksek olabilir. Hep birlikte ele alındığında, erken dönem psikanalitik yazarlar, kumar oynama konusunda sorunlu kumarbazlarla ilgili kişisel deneyimler aracılığıyla bir açıklama sunarlar. Genellikle klinik çalışmalardan formüle edilen bakış açıları, deneysel bilimsel bulgularla doğrulanmamıştır. Bergler bu fenomeni, annenin sorgusuz sualsiz sevgi ve destek sağlamak için her zaman orada olduğu, çocuğun her şeye gücü yeten çocuksu isteklerine benzetmiştir. Kontrolsüz bırakılırsa çocuksu istekler, yetişkinlikte sürekli kazanmanın olgunlaşmamış ve uyumsuz umutlarıyla doruğa ulaşabilir. Bu argümanda, çocukluktaki narsisistik istekler ve kaygılar, birinin kumar oynamasının ana motivasyonudur. Sorunlu kumar oynamanın bilişsel teorik temellerinde öncü Profesör Michael B. Walker’dır. Walker, “The Psychology of Gambling” (1992) adlı kitabında kumarın sosyobilişsel bir teorisini sunar. Kumarbazların motivasyonları ve kumar oynama biçimleri açısından farklılık gösterdiğini savunuyor. Fikirlerini göstermek için bir filtreleme sistemi benzetmesini kullanarak insanların farklı motivasyonlar, yoğunluklar ve amaçlarla kumar oynamaya başladığını öne sürer. Kompulsif Kumar Bozukluğu’nun bireysel belirti ve semptomları, kişinin katıldığı kumar faaliyetinin türüne bağlı olarak kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

Sıradan kumarbazların çoğu kaybettiklerinde durur veya ne kadar kaybettiklerine bir sınır koyabilir. Ancak Kompulsif Kumar Bozukluğu olan kişiler, paralarını geri kazanmak için kendilerini oynamaya devam etmek zorunda hisseder. Davranış bağımlılığı olan bir kişi; bu durum kişinin duygusal, kişilerarası veya fiziksel sağlığı için zararlı sonuçlar doğursa bile bu davranışta bulunur. Bunun yerine, davranışların kendileri doğal bir ödül veya duygusal bir “zirve” hissi sağlar. Davranışsal bağımlılıklar, bir kişinin hayatının tüm alanlarında sıkıntıya neden olan zorlayıcı davranışlarla beslenir. Herhangi bir bağımlılık davranışında olduğu gibi davranışsal bağımlılığı olanlar da davranışa katılmaktan kaçınamazlar ve durdurmak için tedavi ve müdahale gerektirirler.

  • Genellikle klinik çalışmalardan formüle edilen bakış açıları, deneysel bilimsel bulgularla doğrulanmamıştır.
  • Tüm bağımlılıklar doğası gereği, tedavi sağlayıcılar için özel problemler doğurur.
  • Eğitimli bir psikiyatrist olan Bergler, “Kumar Oynamanın Psikolojisi” (1957) adlı kitabında, psikanalitik teknikler kullanarak 60 kumarbazın tedavisini kayıt altına aldı.
  • Kumarbazların motivasyonları ve kumar oynama biçimleri açısından farklılık gösterdiğini savunuyor.

Bilişsel davranışçı terapiler (BDT) çoğunlukla vakalarla yarı yapılandırılmış, problem odaklı görüşmeler yoluyla kompulsif davranışların devam etmesine yol açan irrasyonel düşünce süreçlerine ve inançlara odaklanır. Terapi sırasında birey, bağımlılık yapan davranışları ve bunların kalıplarını öğrenir ve bunlarla başa çıkmak için yeni stratejiler geliştirir. Aileniz veya işvereniniz size terapi için baskı yaptıysa, kendinizi tedaviye direnirken bulabilirsiniz. Ancak bir kumar sorununu tedavi etmek, kontrol duygusunu yeniden kazanmanıza ve muhtemelen hasar görmüş ilişkileri veya mali durumuzu iyileştirmenize yardımcı olabilir. Ek olarak zihinsel bir sağlık değerlendirmesi, altta yatan başka zihinsel bir sağlık sorunu olup olmadığını belirlemede yardımcı olabilir. Örneğin bipolar bozukluk, depresyon ve mani veya hipomaniden kaynaklanan aşırı ruh hali değişimleri bazen kumar oynama davranışlarına neden olabilir. Sektör tarafından kullanılan bir diğer yaygın taktik, “hoşgeldin teşvikleri” veya ilk kez kumar oynayanları genellikle çevrimiçi olarak çekmeye yönelik teşvikler olarak bilinmektedir. Bununla birlikte bu teklifler, genellikle, bireyin kumar davranışına devam etmesini gerektiren gizli hüküm ve koşullara sahiptir. Ayrıca, kumarhanelerin çağdaş yerleşimi, bir dizi mimari özellik aracılığıyla kumarbazları cezbetmektedir.

Ancak henüz hiçbir ilacın tek başına onu “Yüksek Kaliteli Ampirik Kanıt” ile bir tedavi olarak sınıflandırmamız için yeterli desteği yok. Bozukluğu teşhis etmek için bir akıl sağlığı uzmanı bireyin semptomlarını inceleyerek bunları DSM-5 kriterlerine göre değerlendirecektir. Araştırmalar ayrıca kumar sorunlarının ailelerde ortaya çıkma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Örneğin, patolojik kumarbazların yakın aile üyeleri, yakın patolojik kumarbaz aile üyeleri olmayan bireylere göre Patolojik Kumar Bağımlılığı’na daha duyarlıdır. Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz. Davranışsal bağımlılıklar, uyuşturucu veya alkol bağımlılığı ile benzer özelliklere sahiptir.

Lüks mağazalar, otel tesisleri, restoranlar ve eğlence alanları, tatil köylerinin geri kalanını oluşturmaktadır. Bu tatil köyleri, kumarbazlara rahatlatıcı ve neşeli bir mekan görüntüsü sunmaktadır. Belirtilen eğlence tesisleri kumarla eşleştirildiğinde, oyuncular kumarı oldukça destekleyici bulabilir ve kumar oynamayı “sağlıklı ve uygun” bir aile eğlencesi etkinliği biçimi olarak görebilir. Buna karşılık gerçek kumarbaz, kişinin gerginlik, eğlence ve heyecan bulabileceği bir fantezi dünyasına kaçmak için bilinçsizce kumar oynamayı amaçlar. Bu nedenle, kumar psikolojik olarak işlevseldir ve kumarbaz için duygusal olarak savunulabilir. Benzer bir bakış açısıyla tartışan Boyd ve Bolen, kumarbazların çaresizlik ve depresyon duygularını savuşturmak için kumarı kullandıklarına inanıyorlardı. Böylece kumarbazlar parasal paribahis için kumar oynamazlar, kişisel sorunlardan kaçmak için kumar oynarlar. Kumar, ölçülü olarak eğlenceli bir aktivite olabilirken bazı insanlar kumar davranışlarını kontrol etmekte zorlanabilir.

Çevrimiçi reklamcılık, demografi ve ilgi alanlarına göre uyarlanabildiği ve hedeflenebildiği için özellikle etkilidir. Sonuç olarak reklam, izleyiciyi birkaç düğmeyi tıklatarak çevrimiçi kumar oynamaya teşvik edebilir. Freudyen bir bakış açısından, Von Hattingberg kumarın çocuklukta öfke ve çatışmaları çözmeyi bilinçsizce amaçlayan sabit bir davranış olduğuna inanıyordu. Bir kişinin kumar oynamaya aşırı katılımı, anal aşamada idrara çıkma ve dışkılamanın kontrolsüz eliminatif işlevleri için hayal kırıklığı ve cezanın bir sonucu olabilir. Sorunlu kumar davranışının psikanalitik perspektifi, kişinin aşırı kumar oynamasını, derinlere kök salmış kişisel yetersizlik ve kişinin bilinçsizliğindeki aşağılık durumunun bir sonucu olarak açıklar. Psikanalist için kumar, içgüdüsel dürtülerin tatmin edilmesi ve kişinin çocukluğundaki çatışmalar, yetersizlikler ve sorunlu ilişkilerle başa çıkma girişimleri tarafından motive edilir.

Kompulsif Kumar Bozukluğu, hayatınızda birçok soruna neden olmasına rağmen kumar oynamaya devam etmek için kontrol edilemeyen dürtüdür. Kumar, daha değerli bir şey elde etme umuduyla değer verdiğiniz bir şeyi riske atmaya istekli olduğunuz anlamına gelir. Anketler ve klinik veriler, erkeklerde oranların kadınlara göre yaklaşık iki ila üç kat olduğunu göstermektedir. Ulusal Komorbidite Araştırmasının tekrar sonuçları Kumar Bozukluğu olasılığının erkeklerde kadınlara göre anlamlı derecede yüksek olduğunu bildirmiştir. NESARC (Alkol ve İlişkili Durumlara İlişkin Ulusal Epidemiyolojik Araştırma) çalışmasında, Kumar Bozukluğu olan kişilerin %72’si erkek ve %28’i kadındı.

Stekel, kumarın kumarbaz için bir kaçış yolu ve çocukluğa geri dönüş sağladığını savundu. Diğer bir deyişle kumar, kişinin çocukluk gelişimi sırasında yaşadığı yetersizlikler ve hayal kırıklıklarından yola çıkarak geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. Kumar Bozukluğu’nun bilişsel teorisi; sorunlu kumarın davranışlarının, sonuçta ortaya çıkan uyumsuz kumar davranışına katkıda bulunan hatalı düşünme süreçlerinin sonucu olduğunu öne sürer. Bu yaklaşımın savunucuları, kumar probleminin ana kaynağının, kişinin kumar davranışını motive eden ve sürdüren mantıksız bir inanç sistemi olduğuna inanmaktadır. Pek çok insan, madde kullanımının veya kompulsif davranışlarının bir bağımlılık haline geldiğini ilk kez yaşamları üzerinde olumsuz bir etki yaratmaya başladığında fark eder. Hem madde hem de davranışsal bağımlılıklar mesleki, kişilerarası, yasal sorunlara ve sağlık sorunlarına neden olabilir. Her iki bağımlılığın da ayırt edici özelliği, bir kişinin bir maddeyi kullanmayı veya bir davranışta bulunmayı, maddenin/davranışın olumsuz etkisini fark ettikten ve bırakmaya çalıştıktan sonra bile bırakamamasıdır. Kumarın binlerce yıl öncesine dayanan ve birçok kültüre ve topluma yayılan uzun bir geçmişi vardır. 1980’lerin ortalarından bu yana, ticari kumarda benzeri görülmemiş bir büyüme olmuştur ve yıllık küresel kumar kayıplarının 2016’da toplam 400 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir. Bu büyüme; yasal kumarın artan kabulü, kumar ve finansal teknolojilerin kesişmesi, internet ve mobil cihazların etkileri, kumarın geleneksel kumar dışı ortamlara ve diğer küreselleşme güçlerine yayılmasından kaynaklanmaktadır.

leave a comment